PARK DEYİP GEÇMEMEK GEREKİR!

Postgündem’den Merhabalar,

Yayın hayatına yeni başlamış çevrimiçi bir medya organının ilk yazısı sanırım biraz daha ilke, söylem tarzı gibi yayın detaylarıyla bezeli olması beklenir. Ama o işi biraz sonraya bırakalım derim. Sonrasında belki ilkesel bir memorandumla da konuya değinebiliriz. Şimdi vakit kaybetmeden bence önemli bir konu ile hızlı bir merhaba demek çok daha güzel olur.

Corona günlerinde belki çok daha fazla kıymetini bildiğimiz, normalde pek önemsenmediğini düşündüğüm bir mekândan bahsetmek istiyorum: şehrin mola yerleri olan parklar! Parklarda çocuklar eğlenir, büyüklerimiz güzel sohbetler eşliğinde yürüyüşlerini yapar, koşturmacalı şehir hayatında bir nebze de olsa nefes almak için uğradığımız güzel yerlerdir parklar.

Peki, bu güzel yerleri nasıl çok daha fazla güzelleştirebiliriz? İşte bu konu hakkında biraz mimari bakış açısı biraz son kullanıcı beklentisini birleştirip birkaç detay toparlamaya çalıştım.

Bir parkın nasıl kullanıldığını gözlemlemek ve halkın parklar ile ilgili algılarının ölçülmesi, parkı daha başarılı bir mekân hâline getirmek için çok önemlidir.

Kullanıcılara değişik aktiviteler sağlamak parklara kolay ulaşım oluşturmak güvenli, bakımlı ve konforlu bir yeşil alan için iyi bir tasarım ve strateji belirlemek gerekir.

Tabii ki bu noktada proje hazırlayıcılar bazı soruların cevaplarını göz önünde bulundurarak projelerini hazırlamalıdırlar.

Park konusunda başat birkaç konu ve cevaplanması gereken önemli noktalar:

-Parkın planı ilk kez kullananlar için yeterince anlaşılabilir mi?

-Parkın içerisi dışardan görülebilir mi?

-Parkın giriş çıkış noktaları rahat ve belirgin mi?

-Park içerisinde işaret ve yönlendirici levhalar kolay okunabiliyor mu?

-Park içerisindeki yaya ve araç yolları doğru konumlandırılmış mı?

-Parkın tasarımında doğru malzemeler seçilmiş mi?

-Parkta fotoğraf çekmek için alanlar oluşturulmuş mu?

-Park tasarlanırken engelli vatandaşlarımız düşünülmüş mü?

-Parkta oturmak için yeterli sayıda alan ve bank var mı?

-Park içerisindeki bitki çeşitliliği iklim koşullarına uygun seçilmiş mi?

-Park planlanırken güneş, gölge ve rüzgâr hesaplanarak tasarlanmış mı?

-Park içerisinde çocuklar ve yetişkinler için özel aktivite alanları düşünülmüş mü?

-Park halk için ilgi çekici mi?

-Parkın fiziksel tasarımı ve düzenlenmesi 24 saat kullanılacak gibi düzenlenmiş mi?

-Parkta bir görevli mevcut mu?

-Park alanına ulaşım rahat ve kolay mı?

-Park alanına yaya, özel oto, bisiklet veya otobüs gibi değişik ulaşım araçlarıyla gelebilmek mümkün mü?

-Park projelendirilirken erkek, kadın ve engelliler için lavabo düşünülmüş mü?

-Park aydınlatması doğru açılarla doğru noktalara yerleştirilmiş mi?

Bu ve benzeri soru ve başlıkları artırmak mümkün. Bu notlara genel bir baktığımda fark ettiğim en önemli unsur bu hayati noktaların, işin başlangıcında düşünülüp ona göre bir tasarım, dizayn ve üretim aşamasının sağlanmış olması gerekir. Yeni yapılan büyük şehir parkları bu kriterlerin çoğunu sağlıyor diyebiliriz. Mevzu, mevcut mahalle arası parkların bu detaylar eşliğinde mümkünse revize edilmesi ve yeni yapılanların asgari bu şartlara haiz bir nitelikte yapılması. Bence!

Bu iş de tabii öncelikle yerel yönetimlerin mesuliyet hinterlandında. Güzel belediyelerimizin nitelikli şehir planlamacılarına ve görevli mimarlara çok iş düşüyor!

Evet, park deyip geçmek bence pek mümkün değil. Modern şehir yapılanmasında oldukça merkezi bir yere sahip olan parklar oldukça kıymetli dinlenme ve keyif noktaları. Bu alanların doğru dizayn edilmesi elde edilecek faydanın artmasını sağlayacaktır. Zaten yaptık, zaten yapılıyor, park işte ne kadar uzattın demenin bir anlamı yok! Park deyip geçmenin hiçbir anlamı yok. Yapıyorsak en iyisi en faydalısı olmalı. Halkın imkânlarıyla bir taş üstüne taş koyacak kişi kırk defa düşünmeli. Millî servet millete fayda vermeli. Güzel sağlıklı günlerde güzel bir parkta rast gelmek temennisiyle esen kalın…